9 Ağustos 2010 Pazartesi

Siddhartha- Hermann Hesse

Alman yazarları arasında çok önemli bir yere sahip olan Hermann Hesse, kitaplarıyla birçok okurun gönlünde taht kurmuştur. Hermann Hesse’nin kitaplarıyla tanışmam 2003 yılına denk gelmektedir. Bu aynı zamanda Üniversiteye girdiğim yıldı. Dünya edebiyatının önemli ve hepsi kendi bölümünde belirli yerlere gelmiş yazarların kitaplarıyla haşır neşir olduğum bu yıllar, edebi alt yapımın şekillenmesini de büyük ölçüde yardımcı oldular.

Üniversite yılları benim için çok sarp ve dikenli yollardan oluşuyordu. Gerek derslerimin ağırlığı, gerek insani ilişkilerimde yaptığım hatalar, yanlış yalan dostluklar ve insanların iğrenç iç yüzlerini görmek vb. yaşadığım bir çok şey, beni edebiyata sığınmama neden olmuştur. İyi ki bu şekilde olmuş. Bu yüzden buradan hayatıma girip bana kazık atan arkadaş dediğim dost dediğim ve şu an arkamda mazi olan herkese sesleniyorum. Size çoook tesekkür ediyorum:))

Siddharta, aslında bir içsel yolculuğun kitabı. Aslında herkesin kitabı. Doğu felsefesini yoğun olarak hissediğildiği bir kitap. Yazıldığı tarihten sonra birçok kitaba esin kaynağı olmuş bir kitap…..

Siddartha, Buddha’nın evden ayrılıp, kendi içsel yolculuğuna çıktığı yaşta evden ayrılması ve kendi içiyle yüzleşmesinin romanı. Aslında o kadar güzel öğretileri varki… Bu kitabı neredeyse 7 yıl önce okumuş olmama rağmen, birçok öğretirisi halen aklımda. İnsan ne kadar karşısındakine öğüt verirse versin, ancak kendi yaşayınca her şeyi anlar ve algılar. Bunun gibi birçok öğretiyi içinde barındıran kitap, insanı okurken kendini sorgulamasına da neden oluyor. Kitabın sonuna doğru, Siddahartha, artık o kadar şeyi aşmış ve geride bırakmıştır ki dalgaların sesini dinlemeyi, onlarla konuşmayı öğrenmiştir. Bu kitabı okuduktan sonra Işık elçileri ve Ferrasini satan bilge adlı vb birçok kitap okudum. Ama hepsinin temelinde bu kitap yatıyordu. Bu kitabı mutlaka okuyun.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder