30 Haziran 2010 Çarşamba

Oya Baydar- Kayıp Söz

Türk kadın yazarları arasında Oya Baydar’ın bende özel bir yeri vardır. Türkçeyi bu kadar güzel kullanan, anlatmak istediği duyguyu karşı tarafa direk yansıtan ender yazarlardan biridir. Genelde erkeklerin egemen olduğu ve kadınların biraz daha arka planda bırakıldığı edebiyat dünyası artık Oya Baydar, Elif Şafak, Aslı Erdoğan, Buket Uzuner gibi kadınlar yazarlar tarafından bu ön yargının yıkıldığını düşünüyorum. Edebiyat artık iki tarafı olan bir kurşun kalem….

Oya Baydar’ın kitapları; genellikle sosyal mesajlar içeren, halkı düşündürmeye, bilinçlendirmeye iten, görülmeyeni, gösterilmeyeni gözler önüne sermeye çalışan kitaplardan oluşmaktadır. En sevdiğim kitabı ” Kayıp Söz” dür. Bu kitap o kadar günümüzü yansıtmakta, o kadar acıklı ve bir o kadar gerçekci bir şekilde anlatılmaktadır ki, insanı ilk sayfasından son sayfasına kadar soluksuz bir şekilde içine çekmektedir. Doğu ile batı, iki farklı coğrafya, iki farklı kültür, iki farklı insan, ve bunların çemberinde töre, aşiret ve savaşlar. İnsanın içini burkan bir yaşam öyküsü anlatılmaktadır. Doğu ile batının arasındaki fark gözler önüne serilirken, bir yanda batıda bilim adına yapılan çalışmalarla, doğuda yaşanan olayların iç içe anlatıldığı ve bunun merkezide kayıp söz, söylenmeyen, söylenmek istense bile sesin çıkmadığı, çığlak atılsa bile duyulmayacağı “Kayıp Söz”. Norveç’ten, Güneydoğu Anadolu’ya kadar uzanan bir coğrafya bu kitapta buluşmaktadır. Yazar’ın bu kitabı yazarlık yaşamının doruk noktası diye düşünüyorum. Herkese okumasını gönülden tavsiye ederim.

” Bir söz arıyordum, bir ses duydum, bir çığlığın peşine takılıp uzaklara gittim. Duyduğum sesin, şiddetten doğan acı sesin olduğunu bilmiyordum, öğrendim. O sözü izledim, o sözü buldum. Söylecek bir sözüm var artık!!!”.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder