30 Haziran 2010 Çarşamba

Barcelona Barcelona

İspanyol ve Latin Amerika kültürünü inanılmaz severim. Edebiyattan, filme, müzikten resime kadar içinde yeterki ikisinden izler olsun. Film Barcelona sokaklarında geçiyor. İlk sahnesinden son sahnesine kadar insanı içine çekiyor. Gitar’ın insanın ruhuna işleyen sesi, sizi Barcelona sokaklarında gezintiye çıkartıyor. Erkek izleyiciler, Penelope Cruz ve Scarlett Johansson için izleselerde, film her açıdan izlenmeye değer. Bu filmde Penelope Cruz yardımcı dalda oscar ödülünün sahibi olmuş, açıkcası kendisini çok sevmesemde oyunculuğunu yine konuşturmuş. Javier Bardem için diyeceğim tek şey mükemmel oynaması. Şimdiye kadar izlediğim en güzel Javier Bardem filmiydi. Bu filmde canlandırmış olduğu çapkın ve karizmatik ressam roluyle, yakışıklılığını gözler önüne sermiş. Javier Bardem’ e ingilizce konuşmakk bence hiç yakışmıyor. İspanyolca’nın o tınısı ve hızlı geçişlerinin yanı sıra o ahenki Javier Bardemle buluşunca direk ekrana kilitlenmesinize neden oluyor. Filmin konusu iki tane genç kızın yaz tatilini Barcelona’da geçirmesiyle başlıyor. Biri ne kadar muhafazakarsa diğeri onun tam tersine özgür ruhuyla yeni aşklara yelken açacak kadar cesur bir karakter çizmekte, bu iki kızın yolu ise çapkın ressamla tanışıp, ona aşık olmasıyla başlamaktadır. Ressam iki kadını bir yerden sonra cazibesiyle baştan çıkarır. Bu arada bir yandan da boşandığı eski eşiyle ilgilenmektedir. Bir adam ve onun etrafında dönen 3 kadın arasında film dönmektedir. Birbirinden bu kadar farklı üç kadının tek ortak noktası ise ressam Juon Antonio’dur. Barcelona sokaklarında geçen bu güzel filmi herkese tavsiye ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder